DENİZ YILDIZLARI EML. Türk Edebiyatı

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DENİZ YILDIZLARI EML. Türk Edebiyatı

Edebiyat hakkında merak ettiğiniz bilgiler bu platforumda :)


    ÇİRKİN ÖRDEK

    Emre ORHAN
    Emre ORHAN
    Admin


    Mesaj Sayısı : 217
    Kayıt tarihi : 18/03/09

    ÇİRKİN ÖRDEK Empty ÇİRKİN ÖRDEK

    Mesaj  Emre ORHAN C.tesi Mart 21, 2009 8:28 pm

    ÇİRKİN ÖRDEK


    Grimm Kardeşler



    Çalıların içinde bir ördek kuluçkaya oturmuş yumurtalarını bekliyormuş. Uzun süredir
    tek başına oturmaktan sıkıldığı için yumurtaları çatlar çatlamaz sevinçle vaklayarak
    üzerlerinden kalkmış.
    “Artık çiftliğe dönüp oradakilere yeni ailemi gösterebilirim!” diye düşünmüş. Hepsi tam
    mı diye, cik cik öten yavrularını saymaya başlamış. “Yo, olamaz!” demiş yumurtalardan
    birinin henüz çatlamamış olduğunu görünce.
    O sırada oradan geçen bir ördek, “Yuvanda hâlâ çatlamamış iri bir yumurta var,” demiş.
    “Bahse girerim bir hindi yumurtasıdır.”
    “Hindi yumurtasıymış, höh! O benim yumurtam,” demiş anne ördek ters ters. İç çekerek
    yumurtanın üstüne oturmuş.
    Bu son yumurta da çatlayınca içinden iri, çirkin bir ördek yavrusu çıkmış. Anne ördek bu
    yavruyu görünce onun çirkinliğinden biraz utanç duymuş.
    “Neyse ki diğer yavrularım güzel,” diye düşünmüş ve artık daha fazla vakit kaybetmeden
    çiftliğe gitmek istediği için yavrularını peşine takarak suya girmiş.
    “Çirkin olanı hiç olmazsa iyi yüzüyor,” demiş anne ördek kendi kendine. “Öyleyse hindi
    olamaz. Çünkü hindiler yüzemez. Belki büyüdükçe güzelleşir. Belki bir süre sonra da
    büyümesi durur.”
    Ne yazık ki tam tersi olmuş. Çirkin Ördek giderek daha da büyümüş ve diğer ördeklerden
    daha da farklılaşmış. Çevresindeki hayvanlar onu hiç rahat bırakmıyor, onunla hep ‘Çirkin
    Ördek’ diyerek alay ediyormuş. Kardeşleri bile vak vak edip başının etini yiyor, “Seni bir
    kedi kapsa da senden kurtulsak,” diyorlarmış. Tavuklar onu kovalıyor, onlara yem veren kız
    da ayağıyla onu ittirerek yemlerin yanından uzaklaştırıyormuş.
    Çirkin Ördek bütün bunlara daha fazla dayanamamış. Çitlerin üzerinden uçarak atlamış
    ve çiftliği iyice geride bırakıp yaban ördeklerinin yaşadığı yere gelene kadar hiç durmadan
    yürümüş. Fakat yaban ördekleri de onun çirkin olduğunu düşünmüşler ve onunla dostluk
    kurmak istememişler.
    Çirkin Ördek yapayalnız ortada kalmış. Ağaç dallarıyla çitlerdeki küçük kuşlar bile onu
    görünce kaçışıyorlarmış. “Çirkin olduğum için kaçıyorlar,” demiş kendi kendine.
    Tek başına oradan oraya dolaşmış durmuş. Bir ara, iki yaban kazıyla dost olmuş, fakat
    onlar da avcıları görünce uçup gitmişler. Bir seferinde de yaşlı bir kadın onu tutup evine
    götürmüş, ama kadının kedisiyle tavuğu, “Hem suyu seven, hem de yumurtlamayan kuş mu
    olur?” diyerek onunla alay edince dayanamayıp oradan da kaçmış.
    Sonra mevsim değişmiş. Ağaç yaprakları sararıp solmaya başlamış. Bir akşam üzeri,
    güneş batarken bembeyaz tüylü, büyük ve güzel kuşlardan oluşan bir kuş sürüsü Çirkin
    Ördek’in tam önünden, çalıların arasından havalanmış. Uçarken dalgalanıyormuş gibi hareket
    eden çok zarif, uzun boyunlu kuşlarmış bunlar.
    “Bekleyin beni!” diye seslenmiş Çirkin Ördek, ama kuşlar kocaman kanatlarını açar
    açmaz gökyüzünün derinliklerinde kaybolmuşlar. Çirkin Ördek sevincinden suyun içinde bir
    fırıldak gibi dönmeye başlamış, sonra hızını alamayıp suyun dibine dalıp çıkmış. Boğazından
    çıkan garip sesler onu bile korkutmuş. O beyaz tüylü kuşları bir türlü aklından
    çıkaramıyormuş. Ne cins kuşlarsa onlar, onları çok sevmiş.
    Kış pek uzun ve sert geçmiş. Çirkin Ördek birkaç kez ölümden dönmüş. Bir seferinde
    buzun üstünde az kalsın donuyormuş. Neyse ki oradan geçmekte olan bir çiftçi onu görmüş de
    kurtarmış. Sonunda kış bitmiş bahar gelmiş ve Çirkin Ördek uçabildiğini keşfetmiş, öyle
    suyun üstünde değil çok daha yüksekte, gökyüzünde.
    Bir gün kanatlarının gücünü denerken aşağıda, bir derede daha önce gördüğü o beyaz
    tüylü kuşlardan birçoğunun yüzdüğünü görmüş. Bir an bile düşünmeden, “Aşağı iniyorum,”
    diye kararını vermiş. “Çirkin de olsam onların yanlarına gideceğim.” Böylece dereye, suyun
    üzerine inmiş.
    Kıyıda iki çocuk beyaz kuşlara ekmek kırıntısı atıyormuş. Çirkin Ördek’i görünce hemen
    annelerine, “Anne bak!” demişler. “Bir kuğu daha var orada! Bu kuğu diğerlerinden daha
    güzel hem de!”
    Çirkin Ördek çocukların ne demek istediğini anlamamış. Beyaz kuşlar arkalarına dönüp
    ona bakınca utancından boynunu bükmüş. “İsterseniz siz de Çirkin Ördek diye alay edin.
    Umurumda değil artık!” demiş içinden.
    Sonra, başını kaldırırken suda ilk kez kendini görmüş. Upuzun bir boynu, bembeyaz,
    harika tüyleri varmış.
    “Merhaba!” demişler diğer kuğular. “Hoşgeldin.” Sonra hepsi suyun üstünde ona doğru
    süzülmüşler. Hiçbiri çiftlikteki kuşlar gibi ona alay ederek bakmıyorlarmış. Boyunlarını
    zarifçe eğerek, “Ne kadar güzelsin,” diyorlarmış sanki.
    Çirkin Ördek, “Demek ben Çirkin Ördek değilmişim. Bir kuğuymuşum!” diyerek
    sevinçle çırpmaya başlamış kanatlarını.

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 12:24 pm